Çağımızda zamanı ve teknolojiyi doğru kullanmak sizi bir adım önde tutar. Bu iki unsur birbirini destekleyerek uzun zamandır paralel olarak ilerlemekte.
Bireysel teknoloji kullanımı arttığından beri (90’lar) bütün kurumlar, kuruluşlarlar hem kolaylık hem de zamanı efektif kullanmak adına bizleri teknoloji kullanımına teşvik ediyor, etmeye çalışıyor en azından…
Bunun toplumsal ekonomiye de, gelişime de son derece katkısı var. Eğer teknolojiyi kullanarak zamanınızı geri kazanırsanız bu zamanı kendi kişisel gelişiminize ayırabilir bu sayede toplumsal faydaya dönüştürebiliirsiniz.
Çünkü başkalarına fayda sağlamak istiyorsanız; önce kendi zamanınızı doğru kullanmalı, temel ihtiyaçlarınızı karşılamalı buradan arttırdığınız zamanı ve gücünüzü başkaları için kullanmalısınız. Bir birey olarak eğer bu iki unsuru doğru ve beraber kullanabiliyorsanız gelişen ve değişen dünyada geride kalmıyor, örnek oluyor, başarılı oluyorsunuz.Unutmayın! Bu noktada siz birey olarak teknolojiyi kullanarak en çok ve öncelikle kendi hayatınıza, konforunuza katkı sağlıyorsunuz. Kalan zamanınızı istediğiniz şartlara göre kendi talepleriniz ve ihtiyaçlarınıza (kişisel gelişim, başkalarına yardım, iç yolculuk vb) göre yapılandırabiliyorsunuz.
Hepimizin ağzına sakız olmuş bir laf var. “Biz tüketim toplumu olduk!”
Evet, haklısınız! Ama tüketim sadece para ile satın alınan şeyleri tüketmek değildir. Bu tüketime duygularımız, değerlerimiz ve zamanımız da dahildir.
Bu hayatı kolaylaştırmak sizin elinizde. Hiç kimsenin yetisizliği, sizin zamanınızdan ve topluma vereceğiniz katkıdan değerli değildir. O yüzden benim, senin, bizim ve veya başkalarının zamanını tüketirken kendi cebinizdeki parayı harcıyormuş gibi dikkatli olun. Hovarda olmayın. Unutmayın sizin zamanınız kimsenin oyuncağı değil… Zamanı doğru kullanın ki hem siz hem bulunduğunuz toplum kazansın.