Bir günbatımıydı kuşlar göçüyordu güneye…
Ve ben bir o kadar kuzeyde
fena halde terkedildimiş bir ruh haliyle
tanımadığım bir kadını
geride bırakmanın burukluğu içimde
Kafamda çeşit çeşit sorular
Cevaplar hep ahlaksız, cüretkar, haddini aşan…
Nedeni bilinmeyen bir macera arayışı benimkisi
Daha öyle çok da konuşmamıştık hani
ya da filmi biletinden ucuz
bir sinemada sevişmemiştik henüz
Sen ne kadar ayıksan hayata karşı ben de bir o kadar sek sarhoşluk hali
Midemde ucuz bir peynirin sancısı
Düz çizgide yürüyemez bir ruh hali
Sanki salaş bir meyhanede
seninle otursak tanışır, uzlaşırız…
Sonra biraz daha alkol
biraz daha amaçsız sonbet çabası…
Sonra cılız bir garson gelse,
“bir isteğiniz var mı?” diye sorsa
hesabı ister,
bana gelsene samimiyetiyle
bir ev sıcaklığı arardık belki de…
Ya da bir otel lobisinde
son bir duble
ve haddinden fazla nefes mesafesinde
parmak uçlarım diz kapaklarında
sohbete devam ederdik…
Bir günbatımıydı kuşlar göçüyordu güneye…
Ve ben bir o kadar kuzeyde
fena halde aklım sende…
Görkem Ercan – Stockholm 2020